Hiç bir zaman ölmeyecek,belki elektronikleşecek ama yinede yanlızlığımızda,okuyan kişiye göre farklı anlamlar ifade edebilen,filme alındığında tam büyüsü yitirilen ve insanoğlunun fotograf makinesinden sonra icat ettiği en güzel buluş.Aynı zamanda değiş tokuş olsun,hediye olsun,bir şekilde gideremezsem gebereceğim ruh sahibi ihtiyaç.İlkokul öğretmenlerimin her "kitap en iyi dosttur" dediğinde hadi ordan öğretmenim yaa bizim ayşeden fatmadan daha iyi dost varmı dünyada diye cevap vermek isteyenler vardı.yıllar yılları kovaladı ayşeler,fatmalar geldi gitti kitaplar hep kaldı.
Onsuz olunmaz, onsuz gün geçmez, onsuz yollar bitmez.Her evde bulunması gerekendir.Kitabın girmedigi eve girmekten çekinmelidir insan.Yangın anında ilk kurtarılacaklar listemin tepe elemanıdır o.Hayatın gerçek anlamı...araç, sevgili, dost, ufuk, deniz, güneş, ay, aşk, tutku, şefkat, sevgi, mutluluk, hüzün, keder, elem, açlık/tokluk,alırken mutluluktan uçtuğum, okurken durulduğum, kütüphaneme bakarken kıskandığım...kimisi mezardır, kimisi hala sığınak.
Kitap insanin ikamesi,düşler kurmak için aldığımız uyku haplarımız,yolculukların değişmez aksesuarıdır.Yaşamda insana ihanet etmeyecek ender şeylerden biri,yalnızlığın en sadık paylaşımcısıdır.Müzik ile birleşince ''yalnızlıksavar'' olur...Hayallerin dile geldiği arenadır kitap.Hayal kurabilmeyi cesaretlendirir başucuna uzanarak.Velhasıl insanımız zaman ve para bulamamaktan yakınarak uzak durmanın binbir çeşit yolunu üretmiştir."Yapılan araştırmalara göre..istatisliklere göre"..vs.vs... uzar gider bu okuma seviyemizi ölçmek için.sonuçsa yıllardır pek değişmez!Kitaba değer vermek kimileri için lüks bile sayılır!Türkiye'de ihtiyaç maddeleri sıralaması"nda 235. sırada yer almıştır..türkiye'de yaşıyorsanız,kaybettiğinizde çalınmış olması ihtimalini aklınıza bile getirmeyeceğiniz yegane nesnedir.
Benim için, paranın satın alabileceği tek mutluluk.
Kitabın ödünç istenmesi bakın,temelli alınması demiyorum,ödünç istenmesi diyorum!-dahi isteyen kişiye karşı bir soğukluk hissetmeme neden olabilir.Birisine ödünç verdiğimde çocuğunu gece arkadaşında kalmaya yollayan anne tedirginliği yaşıyorum.sen gitme arkadaşın bize gelsin diyesim geliyor.Bir abinin "verme kitabını kimseye ödünç, ödünç aldığım kitaplarla kurdum ben bu kütüphaneyi" sözü ile geri dururum bu eylemden.Eeee ne demişler; "her kim olsa söylerim doğrusunu etmem hicab.tövbe ettim, ariyet hiç kimseye vermem kitab" (:
En sevdiğim kitap okuma yeri itiraf ediyorum yataktır.Kitap okurken ani uyku bastırması gibi tehlikeleri gözardı etmemek gerek tabi.Mesela, dostoyevski, anne rice ve stephen king bu iş için çok uygundurlar.İnsanı hazırola geçirecek bir tonda yazan romancılar yatakta okunamaz.Ciddi ve asıksuratlı kitapları, ahlak kumkuması yazarları ve şairleri baska bir mekana bırakmanızı öneririm.Aslında yatakta okunabilecek kitap yoktur, az uyku vardır.Kitap okumaktan maksat uyumak değil kelimenin hakiki ve mecazi manasıyla uyanmaktır.((:
En önemlisi masada okunabilecek kitaplardır.Başınızı iki elinizin arasına alarak ve arada bir mırıldanarak okuyacağınız kitaplar serisi.Ders kitaplarının kesinlikle içinde bulunmak durumunda olduğu kategori.Bir de bu kitapları okurken bir yandan not alırsınız, ilginçtir bak.Bu sanırım bir şey öğrendiğinizi ya da öğrenmeye çalıştığınızı gösteriyor.
Tuvalette okunabilecek kitaplarda vardır.Tuvalet kitabında olması gereken en önemli şey rastgele bir sayfadan açıp okumaya başlayabileceğimiz bir kitap olmasıdır.Kitaptan çok,çizgi romanlar,cosmopolitan türü dergiler,mizah dergileri ilgi görür bu alanda.İyi bir karikatür dergisi,gülmenin vücuda verdiği salınımsal hareketin katkılarıyla fazla vakit harcamazsınız tuvalette.İyi bir korku veya gerilim romanıda tavsiye edilebilir kabız bünyelere....Ah bide o kitaplar,dergiler evin diğer kısımlarına geçmese...
Kitaplar,kitaplarkitaplar....Çocukluğumda okuduğum kitaplar, gizli gizli ders çalışmak yerine okunan kitaplar, babam okumama izin vermediğinde kaçırılıp okunan kitaplar - kimi zaman konu, kimi zaman da çikolatalı parmaklarımla kitabı batıracağım korkusu.Tam bir kitap sömürgeniyim, çok hızlı okuyorum.Bu hem bir kutsama hem bir lanet.Çok hızlı okuyorum,bu nedenle daha çok okuyorum,Çok hızlı okuyorum bu nedenle leziz bir kitap cart diye bitiyor çikolatayı ağızda eritmeden yutmak gibi bir şey.Çok üzücü.Bir de şöyle bir yanı var: hızlı okuyorum-kitapsız duramıyorum-yola çıkınca da kitapsız duramıyorum-hızlı okuyacağım bitecek diye okumaya korkuyorum.
İlerde bir gün evim olduğunda salonunda kocaman bir kitaplık olsun ve binlerce kitap olsun istiyorum.Odamı bilen bilir, hali hazırda oldukça kitabım var ancak bölük pörçük duruyorlar ben tavandan zemine duvardan duvara kitaplıklar istiyorum,canım kitapların dursun orda ben sonra rahat koltuğumda kahvemle okuyayım onları.Eğer kitap okuyarak para kazanabileceğim bir mesleğim olsaydı şu dünyada benden daha mutlu bir insan olmazdı sanırım.Çünkü bu evrende kendimi küçücük ve zavallı bir nokta gibi hissetmemi sağlayan şey yıldızları seyretmek falan değil, yazılmış bütün kitapları, hadi bütün olmasın çok iyi yazılmış bütün kitapları -ki kötü olanları da okumak istiyorum - okumak istiyorum ancak hiç uyumadan yalnızca kitap okuyarak yaşasam bile böyle bir şeye ömrüm yetmeyecek, ve ben sonsuz zevk alacağım tonlarca kitabı okuyamadan, hatta varlıklarından bile haberdar olamadan ölüp gideceğim.
Uzun lafın kısası,kitapları severim... imzalı kitapları daha daha çok severim. ((:
Mihrimah Özlem K
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder