Koltuklarında Oturan Kıbrıslı Sayın Ağabeylerime !
Dün gece televizyon kanallarını dolaşırken bir kanal özellikle dikkatimi çekti. Kanal’ın adı Kıbrıs TV’ydi. İlk gördüğüm zaman oradaki soydaşlarımızın kanallar açıp orada açık oturumlar dahi yapmaları göğsümü kabarttı. Biraz izlemek istedim. Yalnız bir süre sonra dumura uğradım. Programın ismini vermek istemiyorum ama ne olduğu belirsiz 4 tane adam sokağın ortasında yayın yapıyorlar. İşin en garip tarafı bu Kıbrıs’ın sorunlarının konuşulduğu bir açık oturumdu. Son derece ciddiyetsiz bir sunucusu ve 3 adet konuğu ile birlikte Kıbrıs’ın sorunlarını konuşmaktan çok Türkiye’yi eleştiriyorlar
Ben programa bağlanmak istedim, fakat attığım maillere maalesef cevap alamadım. Sürekli Kıbrıs halkı adına söz sahibi ülkenin Türkiye olduğundan yakınan bu abilerimiz, aynı zamanda ülkelerindeki kumarhanelerin okulların ve bankaların dahi Türkiye Türkleri tarafından açılmasından ve işletilmesinden şikâyetçilerdi. Sürekli olarak kendileri adına Dünya Bankalarında 3 Milyar Euro olduğunu belirten abilerimiz yine bu para ile nüfusu oranladıkları zaman kendilerinin dünyanın en Zengin ülkesi olduğunu da söylediler.
Önce geriye dönüp tarih sahnesine bakalım isterseniz. Kıbrıs bundan 400 yıl öncesinde bile entrikaların ve türlü savaş politikalarının boy gösterdiği kendisi küçük fakat konusu büyük bir adacıktı. O kadar ki zamanın Osmanlı Padişahı Sarayda “Kıbrıs” kelimesini yasaklatmış, Kıbrıs’ın fethedildiğini Padişaha günler sonra cesaret edip baş veziri söylemişti. Geçmişten 1974’e kadar o adada ezilen taraf her zaman Türk Halkı olmuştu. Bu tarihe kadar gördükleri ağır işkence, tecavüz, toplu ölüm vakalarının son bulmasını ve soydaşlarının özgürlüklerine kavuşmasını isteyen Türkiye, kendi vatan evlatlarının şehit düşmesi pahasına adaya girmiş, adanın yarısını Kıbrıs Türklerine vermiş, üstüne üstlük bu halkı kendine bağlı bir sömürge devlet olarak değil, tam tersi onlara Cumhuriyet kazandırarak ödüllendirmişti.
Fakat şimdileri görmekteyiz ki, şehirler arası otobüs hizmetleri olmayan, halen daha üst düzey personel yetiştiremeyen, içlerinden bir lider çıkaramayan, ve maalesef düzgün bir polis teşkilatı dahi olmayan Güzel Kıbrıs’ımızın güzel insanları Türk askerinin tamamen çekilmesini, paralarının TL den Euro ya geçiş yapmasını Türk yatırımcıların ellerini çekmesini ülkelerinin tamamen bağımsız olmasını istemektedirler.Kıbrıs Beyleri! Koltukta oturup konuşan abiler! Önce adalet sistemini geliştirirsin, polis ve askeri teşkilatını düzene sokarsın, şehirlerarası otobüs hizmetlerini halkın ihtiyacı doğrultusunda karşılarsın, şehir içi otobüslerini koyarsın, kendi içinden lider yetiştirirsin, bomboş duran tarım arazilerini kullanırsın, her tarafın denizlerle çevrili olmasına rağmen çektiğin su sıkıntısını düzene sokarsın, sınırlarını koruyacak güce kavuşursun, ondan sonra Türkiye’ye dersin ki “artık yeter, biz kendimize yeteriz.” Hem bunların yanında bir ülkenin bağımsızlığı onun cebindeki paraya dahi yansımalı bu yüzden kendi pazarını, kendi borsanı oluşturup, kendi darphanelerinde kendi paranı yani hakiki K.K.T.C. parasını basarsın. Euro’ya geçerek Türk askeri çekildikten sonra kiralık askerler getirerek Türk yatırımcılar gittikten sonra İngiliz’e Amerikan’a kolaylık sağlayarak bu iş olmaz.
Türkiye içinde bu durumu güzel sanan abilerim! Türkiye her ay K.K.T.C. ye ne kadar yardım yapıyor biliyorlar mı ? Lütfen arkadaşlar Kıbrıs için dökülen bunca kanı hiçe sayarak, rahata kavuştuğunuz zamanda bizi hırpalamayın. Unutulmamalıdır ki halen daha dünyanın tanımadığı bir K.K.T.C. yi sevip bağrına basan tek ülkenin, kardeş ülkenin, askerine siyasisine dil uzatmayın ve Kıbrıs’ın güzel halkıda bu tip olaylar ile galeyana gelmemelidir.
Adil Can Kavcar.....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder