logo

24 Temmuz 2011 Pazar

24 Temmuz Basın Bayramı( ymış ! )

Tutuklu gazetecilerin seslerini duyurmak için çıkardıları "Tutuklu Gazete"nin ilk sayısı 24 Temmuz Pazar günü bayilerde yerini aldı. Birgün ve Evrensel gazetelerinin ücretsiz eki olarak çıkan gazeteye baskı ve dağıtım aşamasında ise Aydınlık, Cumhuriyet ve Özgür Gündem gazeteleri destek verdi.

Hapishanelerde bulunan gazetecilerinin yazılarından oluşan Tutuklu Gazete’nin ilk sayısı, Türk basın tarihinde "Sansürün kaldırılması ve basın bayramı" olarak kutlanan 24 Temmuz'un 103. yıldönümünde çıktı. Projenin fikir babası gazeteci Adanır, demir parmaklıkların arkasından kaleme aldığı mektubunda tutuklulara ait olan gazetenin işlevini "Tutuklu Gazete, adeta dürtercesine, herkese 'Duydunuz mu? Türkiye hapishanelerinde şu kadar gazeteci var ve bu gazetecilerin suçu gazetecilik yapmak' diyecek" ifadeleriyle tanımlıyor. Adanır'ın önerisi üzerine gazete için bir süre önce hazırlıklara başlayan Türkiye Gazeteciler Sendikası, cezaevlerindeki tutuklu gazetecilere mektup göndererek, "Tutuklu Gazete" için kendilerinden yazı istedi. Talep üzerine cezaevlerinde bulunan gazetecilerden gelen yazılarla gazetenin sayfaları dolmaya başladı. Ve en nihayetinde "Tutuklu Gazete" 24 Temmuz Pazar günü 12 sayfa ile yayımlandı. Gazetenin yazar kadrosu ise şöyle;

Barış Pehlivan,Musa Kurt,Ali Buluş,Ahmet Şık,Soner Yalçın,Ercan İpekçi,Miktat Algül,Ahmet Tuncay Özkan,Mustafa Gök,Deniz Yıldırım,Nedim Şener,Füsun Erdoğan,Seyithan Akyüz,Vedat Kurşun,Faysel Tunç,Sedat Şenoğlu,Rohat Emekçi,Kaan Ünsal,Fazıl Duygun,Bayram Namaz, Mehmet Yeşiltepe,Müyesser Yıldız,Bedri Adanır,HAtice Duman,Halit Güdenoğlu,Cihan GÜn,Ozan Kılınç,Suzan Zengin ,Murat İlhan,Barış Terkoğlu,Baha Okar,Sait Çakır,Mehemet Karabaş,Kadri Kaya,Sinan Aygül,Erol Zavar,Hamdiye Çiftçi,Ahmet Birsin,Kenan Karavil


İşde bugün  basında sansürün kaldırılışını 103. yıldönümü. Ancak Türkiye'nin düşünce, ifade ve basın özgürlüğü konusundaki kara taplosu " Basın Bayramı" olarak anılan bugünü gölegeler nitelikte. Gazeteciler "ileri Demokrasiyi" cezaevlerinde yaşıyor. Teşekkürler bizlere yere " İleri Demokrasiyi" yaşatanlar ! Basın Bayramında ! Tutuklu gazeteci agabeylerimin kaleme aldıkları yazılardan bir bölümünü paylaşacağım sizlere ilk olarak Odatv Haber Müdür Syn Barış Terkoğlu ile başlıyorum;

 BARIŞ TERKOĞLU - Silivri 1 No'lu Cezaevi - Odatv Genel Yayın Yönetmeni;
"Ergenekon örgütüne üye olmak ve devletin güvenliğine ilişkin bilgileri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma, çalma suçlamalarını yaptılar ve koydular Silivriye. Hoş, ben asıl suçumu biliyorum. Sadece gerçeğin peşinde koşan gazeteceiyim."

AHMET ŞIK - Silivri 2 No'ku Cezaevi- Serbest Gazeteci
" 24 Temmuz Türkiyede basının sansürün kaldırılışının yıl dönümü. Ne kadar heybetli insana ne çok gurur veren bir gün değil mi? 70 den fazla gazeteci cezaevindeyken, geri kalanların ise sırasını beklerken herkesler hangi konuda ne kadar yazıp söyleyeceğinin sınırını bilmiyorken, biraz eskilereine bir bakalım. O masallarda efsanelerde sıkça rastaladığımız kahramanların karşılaştığı ejdarhalar canavarlar vardı. Gözleri çakmak çakmak dilleri çatal, ateş saçtıkları agızları ve burunları oluırdu. Krallın sınırlarına yaklaşanları bir lokmada yutardı. İnleriinde bolca kemik ve kurukafalar, kendilerinin yok etmeye çalışanların iskeletleri vardı. Kendisine biat edenler, düzenli olarak içlerinden birini kurban olarak sunardı o canavara. Kurulu düzen bozulmasın, canavarlar saldırıp herbirini yok etmesin diye..."

SONER YALÇIN- Silivri 1 No'lu Cezaevi- Odatv İmtiyaz Sahibi, Gazeteci
" ...Silivri cezaevinde terör örgütüne üye olmak iddasıyla tutukluyum. Bu satırları yazdığım sırada oartada iddianame halen yok. İmtitaz sahibi bulunduğum Odatv'de bilgisayarımda çok sayıda belge bulunmuş! O sözde belgelerin virüs yoluyla başkalarından gönderildiğinş ve aynı anda kendini imha ettiğini kanıtladık. Dikkate alınmadı. Bilgisayarla birlikte kanunen bizde de olması gereken harddisk kopyalrıan bile el koydular. Belgeleri nasıl geldiğini bilirkişi  araştırırken onlardaki kopya yada mahkeme el koydu. Yani, Uğradığımız komployu kanıtlamamız istenmedi. Çok zorlu bir süreçden geçiyıryoruz. 25 yıllık gazetecilik yapıyorum. Dünden bugüne değişen bir şey yok haytımda. Tarih: 24 Temmuz 2011 160 gündür tutukluyum. Kuşkusuz hükmü tarih verecektir."

DENİZ YILDIRIM - Silivri 1 No'lu Cezaevi- Aydınlık Dergisi Haber Müdürü(Eski)  Gazeteci
"... Şaun an iktidarda olan kontrgerillanın ve psikolojik harekat merkeznin  temel stratejisi yalnız AKP'nin işine gelen uydurma belgeleri gazteleri sızdırmak değil, AKP işine gelmeyenleride gazeteci tutuklatmak marifetiyle hasır altı etmektedir. YArgılanışımızn başka açıklaması yoktur. AKP'nin   yolsuzlukları ve ucube planları savcılar ve bazı hakimler kullanılarak bugün gizlenebilir, Anacak bunun hesabı istenecektir. Emile Zola şöyle seslenmişdir. Gerçek yürüyor ve giç bir şey onu durduramaz ! Biz Silivride boyu eğmiyoruz. Kalemlerimizi kırmıyoruz. Daha da sivriltiyoruz..."

NEDİM ŞENER- Silivri 2 No 'lu Cezaevi- Milliye Gazetesi Muhabiri
"... 5 Mart 2011 günü tutuklandıktan sonra Türkiyede ve DÜnyada ortaya çıkan ifade özgürlüğü ihalelleri konusundaki fotoğrafı çekmek üzere Viyana'dan bir heyet geldi. Uluslararası Basın Enstitüsü direktörü Alison Bettel Mc Kenize yaptığı basın açıklamsı kendisine yöneltilen Türkieyede basın ABD den daha özgürdür. şeklindeki ifadeye katılıp katılmadığı sorusuna " Dalgamı geçiyorsunuz" Ben ABD'de gazetecilik yaptım Orada gazeteciler hapise girme korkusu olmadan mesleklerini yapıyorlar yanıtı vermişdi. Türkiyede ise gazeteciler hapse girme riskine rağmen bu riski bile bile mesleklerini yapıyorlar. Umarım bu korkular kısa sürede geride kalır."

BARIŞ TERKOĞLU - Silivri L Tipi 1 No'lu cezaevi- Odatv Haber Müdürü
"... Sonuçta hemen herkes gazetecilik faaliyetleri nedeniyle olduğu bilinmesine rağmen tüm dünyada gazetecilerin açıklama tutuklama kararları bambaşka.  Hükumetler gazetcelierin gerçek tutuklama gerekçelerini saklayarak hem kendilerine hemde gazetecileri  bambaşka suç istinbatlarıyla itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Bunu yaparken kitapları bombaya, haberleri ise kuşuna benzetmek zorunda kalmaları ise kaderin bir cilvesi olsa gerek."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder